Sosyal medya, son yıllarda adeta bir savaş meydanına dönüşmüş durumda. Siyasetçilerden gençlere kadar birçok insan, sabah akşam nefret dolu söylemlerle birbirine saldırıyor, düşmanlık tohumları ekiyor. Öyle ki, herkesin savaş çığırtkanlığı yaparak savaşa hazırlandığını düşünebilirsiniz. Ancak ne ilginçtir ki, 1 Eylül Dünya Barış Günü geldiğinde bu insanlar bir anda barış yanlısı oluveriyorlar. Bu kadar yüzsüzlük gerçekten inanılmaz!
Sabah akşam savaş naraları atan siyasiler, Dünya Barış Günü’nde “Barış hemen şimdi!” diye mesajlar paylaşmaya başlıyorlar. Ancak bu insanlar her gün sosyal medyada toplumu kutuplaştıran, öfke ve nefretle dolu söylemlerle insanları birbirine düşüren aynı kişiler değil mi? Nasıl oluyor da bir günlüğüne bile olsa barış temennisi dilemekten utanmıyorlar?
Cevabı basit: Barışı sadece kendi çıkarlarına hizmet eden bir araç olarak görüyorlar.
1 Eylül’de sosyal medyada paylaşılan barış mesajları ne kadar da yüzeysel ve samimiyetsiz! Bu mesajlar, gerçek bir barış arzusunu değil, sadece toplumun gözünü boyamayı amaçlıyor. Savaş söylemlerinden ve nefret dolu nutuklardan kazanç sağlayan bu çevreler, barış günü gelince barış yanlısı görünerek vicdanlarını rahatlatmaya çalışıyorlar.
Gençler de bu tutarsızlıktan payını alıyor. Bir yandan sosyal medyada kavga ve şiddet diliyle paylaşımlar yapıyor, diğer yandan barış gününde “Dünya Barış Günü kutlu olsun!” diye mesajlar paylaşıyorlar. Şiddeti ve saldırganlığı yücelten bu gençler, barış günü geldiğinde adeta melek kesiliyor. Ama gerçekte barışın ne olduğunu, nasıl sağlanacağını bile bilmiyorlar; sadece gördüklerini tekrar ediyorlar.
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde yapılan bu temenni ve dileklerin çoğu aslında içi boş söylemler. Barışı savunur gibi görünmek, kişisel çıkarları korumak için bir maske. Asıl yüzsüzlük burada başlıyor: Barıştan yana olmayı gerektiren her durumda savaş çığırtkanlığı yapanlar, barış günü geldiğinde barış yanlısı görünerek toplumu kandırmaya çalışıyorlar.
Gerçek barış, sadece bir gün dile getirilip sonra unutulan bir şey değildir. Savaşın, nefretin ve düşmanlığın her türlüsüne karşı durmayı gerektirir. Sosyal medyada sabah akşam savaş çığırtkanlığı yapanlar, eğer gerçekten barış isteselerdi, bunu her zaman savunurlardı. Ama görünen o ki, barış günü söylemleri sadece bir gösteriden ibaret ve gerçek bir barış arzusu da yok. Eğer gerçekten barış isteniyorsa, bu ikiyüzlülüğü bırakmak ve her durumda savaşa karşı durmak gerekiyor.
Yusuf Boyraz