Borçka Asliye Ceza Mahkemesi, vicdani retçi Şendoğan Yazıcı’ya sosyal medya paylaşımları nedeniyle 5 ay 18 gün hapis cezası verdi. Gerekçe: “Halkı kanunlara uymamaya tahrik.”
Antimilitarist Duruşu Suç Sayıldı
Şendoğan Yazıcı, 2010 yılından bu yana vicdani retçi. Askerliği, silahlı yapıları ve savaş aygıtlarını reddediyor. İnançları doğrultusunda zorunlu askerliğe karşı olduğunu, bunu da açıkça ifade ettiğini belirtiyor. Yazıcı, mahkemedeki savunmasında şu ifadeleri kullandı:
“Ben antimilitaristim. Vicdani retçiyim. Orduların, dünyanın dört bir yanında savaş ve katliam üreten yapılar olduğunu düşünüyorum. Askerlik benim vicdanımla bağdaşmıyor. Paylaşımlarımı baskı altında değil, tamamen özgür irademle yaptım. Kimseyi provoke etmedim, kimseyi suça teşvik etmedim. Amacım sadece sesimi duyurmak, zorunlu askerliğe karşı bir birey olarak itirazımı kamuoyuyla paylaşmaktı.”
Ancak mahkeme bu açıklamaları yeterli bulmadı. Yazıcı’nın sosyal medya paylaşımları Türk Ceza Kanunu’nun 217/1. maddesi uyarınca suç sayıldı ve hapis cezası verildi. Kararın temyize taşınacağı bildirildi.
“Suç Değil, Hak Talebi”
Bu karar sadece bir bireyin mahkum edilmesi değil, aynı zamanda vicdani ret hakkının fiilen cezalandırılması anlamına geliyor. Oysa vicdani ret, birçok ülkede tanınan bir insan hakkı. Türkiye’de hâlâ yasal olarak tanınmıyor olması, vicdan özgürlüğü ile devletin zorlayıcı politikaları arasındaki çatışmayı derinleştiriyor.
Yazıcı’nın durumu, yalnızca bir dava dosyası değil. Bu bir hak mücadelesi. Zorunlu askerliğe karşı durmak, savaşın dayattığı tahakküme karşı ses çıkarmak suç değil; aksine, demokratik bir toplumda olması gereken bir tutum.
Şendoğan Yazıcı’nın mahkum edilmesi, “savaşa hayır” diyen herkes için bir uyarı niteliği taşıyor. Ama aynı zamanda, bu baskılara rağmen barışı savunmanın ne kadar kıymetli ve gerekli olduğunu da gösteriyor.
YB SONDAKİKA HABER
Haber olarak ilkemiz net: YALANI DEĞİL, HAKİKATI MANŞET YAPARIZ. Bilgi çağında doğruluk en büyük ihtiyaç. Biz, tarafsız ve güvenilir haber anlayışımızla, gündemin gerçek yüzünü sunuyoruz. Sansasyonun değil, gerçeğin peşindeyiz. Çünkü biliyoruz: Güven, her şeyden önemlidir.